“Ich bin die erste Generation Rap in der Türkei,” erklärt uns Ceza (dt. Strafe), als wir mit ihm im Backstage-Bereich des Club 34 sitzen – ein Club, in dem sonst eher türkische Hochzeiten als HipHop-Konzerte stattfinden. Die neun Alben schwere HipHop-Legende aus der Türkei begann Ende der 90er-Jahre zusammen mit Dr. Fuchs als das Rap-Duo Nefret (dt. Hass) Alben zu releasen, mittlerweile ist er einer der bestbezahltesen Rapper der Welt, was natürlich auch seiner Burger-Kette, seiner Vodka-Marke, dem eigenen Fußball-Club “Istanbul Angels” und seinem guten Aktien-Gespühr zu verdanken ist. Auf dem eigens gegründeten Label Elvin Delisi signt er junge, talentierte Rapper aus der Türkei und veröffentlichte darüber sein 2015 erschienenes Album “SusPlus”.
Interview: Helen Aksakalli & Wanja Bierbaum
Fotos: Moritz Nachtschatt
The Message: Du warst für Konzerte schon oft in Deutschland zu Gast und hast einige Feature-Parts mit Eko Fresh, Kool Savas und Samy Deluxe. Woher kommt dieser Bezug zu Deutschland?
The Message: Konserler için bir kaç kere Almanya’ya gitmiştiniz ve Eko Fresh, Kool Savas, Samy Deluxe gibi isimlerle düetleriniz de oldu. Almanya ile nasıl iletişim kurdunuz?
Ceza: Eigentlich durch Freunde, die dort wohnen – und die Musiker. Zuerst haben wir dort die lokalen türkischen Rapper wie Killa Hakan, DJ Mahmut und Murat G kennengelernt. Dadurch ist eine Brücke zwischen Deutschland und Istanbul entstanden. Danach haben wir erst die anderen Rapper wie Kool Savas, Samy Deluxe und Afrob kennengelernt. Wir hatten Konzerte, waren auch auf Festivals. Wir respektieren unsere Musik gegenseitig, deshalb haben wir uns einige Male auch auf gemeinsamen Tracks wiedergetroffen. Wir sind immer noch in Kontakt.
Ceza: Oradaki dostlarımız ve müzisyenler sayesinde. Ilk zamanlar tanıştığımız genel lokal Türk rapcilerle, Killer Hakan, DJ Mahmut ve Murat G gibi. Almanya Istanbul arasında bir köprü oluştu aslında, sonrasında diğer yabançı rapcılar işte, Kool Savas’la, Samy Deluxe, Afrob’la konserlere, festıvalere katıldık. Aynı zamanda birbirimizin müziğine saygı duyuyoruz, o yüzden aynı parçalarda buluştuk bir kaç kere. Halen kontaktayız.
Du bist nicht nur in Deutschland, sondern auch international bekannt – wie kam es zum Beispiel zu dem Feature mit Tech N9ne?
Almanya’dan hariç, international bilinen birisisin - Tech N9ne ile nasıl Feature yapmaya karar verdiniz?
2006 haben wir das erste Mal zusammen einen Track für mein Album gemacht und sind somit in Kontakt getreten. Danach hat er mich 2012 für den Track “Worldwide Choppers” eingeladen. International habe ich mit Mobb Deep und Bluetank zusammengearbeitet. Wir haben global etwas bewirkt – sie kennen uns jetzt und wissen auch, dass es in der Türkei Rap gibt.
İlk 2006 yılında benim albümümde birlikte bir şarkı yaptık ve bağlantıya geçtik. Ondan sonra 2012 yılında “Worldwide Choppers” parçasında o beni davet etti. International olarak Mobb Deep ile ve Bluetank ile çalışmalarım oldu. Global olarak birşeyler oluşturduk. Bizi tanıyorlar ve artık Türkiye’de de Rap in olduğunu biliyorlar.
Deine Schwester Ayben rappt auch – wie reagiert man in der Türkei auf eine rappende Frau?
Kiz kardeşin Ayben’de Rap yapiyor – Türkiye’de kadın olarak Rap yapınca insanlar nasıl tepki veriyorlar?
Die Menschen in der Türkei haben sich noch nicht mal an Rap gewöhnt. Sie finden Gefallen an Arabeske (orientalische Musikrichtung, Anm. d. Red.) und emotionaler Musik. Sie haben Rap noch nicht verstanden. Es gibt immer noch Vorurteile, aber mit der Zeit werden die bewältigt, denke ich.
Türkiye de insanlar Rap e alışamadılar, daha çok arabesk ve duygusal şeylerden hoşlanıyorlar. Daha Rap i anlayamadılar. Hep bir ön yargı var yani zamanla yıkılacaktır, öyle düşünüyorum.
Warum gibt es solche Vorurteile?
Önyargı sence neden var?
Naja, weil sie es nicht kennen und somit gleich, ohne darüber zu recherchieren, ausschließen. Bei uns ist das leider bei vielen Dingen der Fall.
Var, çünkü insanlar bilmedikleri, tanımadıkları şeyleri hiç araştırmadan ne olduğunu bilmeden hemen dışlarlar. Bizde malesef bir çok şey öyledir.
Aber die neue Generation hört jetzt mehr Rap, unter anderem Rap aus Amerika. Also muss auch die Gesellschaft lernen, damit umzugehen.
Ama yeni nesil daha fazla Rap dinliyor, mesela Amerika’dan gelen Rap gibi. Yani toplum bununla yaşamayı öğrenmesi lazim.
Definitiv! Es gibt sehr wenige weibliche Rapper. Früher gab es viel mehr. Im Rap stehen die Frauen mehr im Hintergrund, das ist aber nicht nur in der Türkei so, sondern überall auf der Welt. Es sind immer männliche Rapper – ich nehme an, es hat generell etwas mit der Welt zu tun.
Kesinlikle, kendi çocuklarına veya kendilerine geldiği zaman olay değişiyor gibi. Ama dünyada da böyle. Kadın rapçılara baktığında çok az var. Eskiden daha çoktu, Rapte sanki kadınlar biraz daha geri planda kalıyorlar. Bir tek Türkiye’de değil, bütün dünyada böyle. Hep erkek rapçı, dünyanın geneliyle ilgili bir şey herhalde.
Du kritisierst in deinen Texten oft direkt oder indirekt das System in der Türkei – auch in den sozialen Netzwerken. Ist die Türkei für dich ein demokratischer Staat?
Türkiye’de ki sistemi sözlerin de bazen eleştiriyorsun, ayrıca sosyal medya da. Sence Türkiye bir demokratik hükkümete sahip mi?
Es mangelt an sehr vielem und mit vielen Dingen sind die Menschen unzufrieden. Ich denke nicht, dass die Menschen sich frei bewegen und offen reden können.
Türkiye’de ki sistemde çok eksikler ve yanlıslar var. Bu yüzden insanların şikayetçi oldu şeylerde çok. Tam olarak insanların rahat olduğunu, ve rahat konuşup, hareket ettiklerini sanmıyorum.
Das versuchst du auch in deinen Texten anzusprechen.
Sen de bunları sarkılarında ifade etmeye çalışıyorsun.
Solange ich es kann, versuche ich davon zu erzählen.
Elimden geldiği kadar anlatmaya calışıyorum.
Nach dem Anschlag in Suruc gab es ein Veröffentlichungs-Verbot von Videomaterial. Auch zurzeit der Taksim-Demo wurden Twitter und YouTube temporär gesperrt. Auch nach dem Anschlag in Istanbul, gab es ein Übertragungs-Verbot. Wie schätzt du die Lage bezüglich der Pressefreiheit in der Türkei ein?
Suruç’taki saldırıdan sonra yayın yasağı vardı. Taksim Gezi olayları zamanında Twitter ve Youtube da kapatılmışdı. Bugün kü patlamadan sonra da yine bir yayın yasağı geldi. Basın özgürlüğünü nasıl değerlendiriyorsun?
Nach jedem Anschlag passiert so etwas. Ich weiß den Grund für die Sperre auch nicht. Aber natürlich müssen die Leute es mitbekommen, was man darüber wissen muss. Wenn es wirklich etwas Wichtiges ist, brauchen Menschen auch den Schutz. Die Presse, die Wahres berichtet, sollte meiner Meinung nach niemals verboten werden.
Her patlamadan sonra öyle bir şey oluyor. Ben nedenini bilmiyorum açıkcası böyle siyasi konularda, yani güvenlik amaçlı mı yapıyorlar bunları bilmiyorum. Ama tabi ki insaların bir şey olduğunda bunu duyması gerekiyor. Doğruları yazan basın engellen me meli.
Wirst du politisch eingeschränkt in dem, was du sagen und rappen kannst?
Sarkı sözlerinde siyaset anlamında dikkat etmen gerekiyor mu?
Natürlich muss ich mich selber ausbessern, wenn es darauf ankommt.
Biraz autokontrol yapiyorum, yani mecburi bir şekilde.
Die EU und die Türkei haben Mitte März ein neues Abkommen beschlossen, das den Zuzug der Flüchtlinge nach Europa eindämmen soll. Wie wertest du die Position der Türkei im Bezug auf die Flüchtlingsthematik?
Bu hafta EU ve Türkiye arasında mülteciler hakkinda bir anlaşma gerçekleşti. Türkiyenin bu konuda tutumu nasil deyerlendiriyorsun?
Ich finde, dass die Türkei in diesem Thema ihre Pflicht erfüllt hat. Sie haben den Flüchtlingen ihre Türen geöffnet und sie nicht vor der Tür stehen lassen, wie in Europa. Die Syrer sind an die Grenzen gekommen, um dem Krieg zu entkommen und sie sind auch hierher gekommen. Das Ziel von einigen war es, nach Europa und nach Amerika zu gehen. Ungefähr dasselbe erleben sie auch vor der Tür Deutschlands. Ich denke, dass das Abkommen völlig falsch ist, genauso wie alles, was zurzeit passiert. Das Vorgehen Europas und der Türkei ist falsch – was dieses Thema angeht.
Türkiye bu konuda üstüne düşeni yaptı bence. Gelen mültecilere kapılarını sonuna kadar actı. Onları kapının önünde bırakmadı Avrupa’nın yapdığı gibi. Süriyeciler o zülümden kaçmak için sınıra geldiler, hakikatten girdiler buraya. Asıl amaçları da Avrupaya ve Amerikaya gitmekti coğunun da. Su anda aynısını Avrupa’nın kapısında yaşıyorlar aslında birazda. Yapılan bu anlasmayı kesinlikle yanliş buluyorum ve yaşananların hepsi gibi. Avrupa’nın ve Tükiye’nın bu konuyla ilgili tavrını da yanliş buluyorum.
Es ist nicht gut, dass die Leute wie Ware hin- und hertransportiert werden. Wenn die Leute wirklich dort leben wollen. Man redet immer von Freiheit in Europa, anscheinend ist dem nicht so; leider kann nicht jeder davonkommen. Mauern zu bauen sorgt auch dafür, dass Rassismus sich steigert. Den Menschen muss gleichermaßen geholfen werden – von der Türkei, von Europa und Amerika.
İnsanlar sanki mal gibi ordan oraya taşınmasını hiç iyi bulmuyorum. Avrupa’da özgürlükten bahsediyorlardı. Demekki dedikleri gibi değilmiş. Herkesin kurtuluşu olmuyor malesef. Duvar örmeleri, ırkçılığın artmasına neden oluyor. İnsanları’da bir yandan elbette anlıyoruz ama dünyanın insanlara eşit şekilde yardım etmesi gerekiyor - Türkiye’nin de, Avrupa’nın da, Amerika’nın da.
Du warst auch selbst bei den Taksim-Protesten. Kannst du uns deinen Eindruck der Situation damals schildern? Taksim olaylarına sende katıldın. Orada neler yaşadınız?
Es war ein Chaos. Wir haben etwas von dem, was wir dort gesehen haben, gelernt. Vieles in unserem Leben hat sich geändert. Das, was wir jetzt erleben, ist noch schlimmer. Früher gab es Proteste, die Leute wollten auf den Straßen protestieren und man hat ihnen das verboten. Nun ist es so weit, dass Anschläge Leben rauben. Es kommt schon so weit, dass eine einfache Demonstration von anderen in den Dreck gezogen wird – durch Provokationen. Die Türkei ist zur Zeit gefährlich und kein freundlicher Ort.
Kaos yaşadık, bir sürü şeyden ders aldık, orda gördüğümüz ve yaşadığımız şeylerden sonra hayatımızda bir çok sey deyişdi. Bugünlerde yaşadığımız daha çok korkunç bir hal aldı. Eskiden eylemler olurdu, insanlar sokaklarda yürümek isterlerdi fakat izin verilmezdi. Simdi saldırılar insanların canlarını almaya başladı. En basit barış için yapılmak istenen eylem, birileri tarafından kirtilip, provakasyona gelebiliyor. Türkiye’nin geldiği nokta çok tehlikeli. Dikkatli olmak gerekiyor.
Wie stehst du zum Protest-Verbot?
Protesto yürüyüşlerine katılma yasağını nasıl buluyorsun?
Jeder hat das Recht zu demonstrieren. Man sollte die Leute in Ruhe lassen. Solange alles unter Kontrolle ist, gibt es kein Problem. Immer, wenn ich in Europa bin, sehe ich Menschen auf Demos und es sind Türken, Kurden, Armenier, die zusammen demonstrieren. Die Polizei hingegen ist daneben und schützt sie. Niemand tut jemandem etwas. Man muss die Menschen in Ruhe lassen und ihnen die Freiheit geben, sich frei zu bewegen.
Bence protesto etmek herkesin doğal hakkıdır; insanlara karışmamak lazım. Yürüyüşler kontrol altında yapıldığı sürece hiç bir sorun yok bence. Avrupa’ya geldiyimde protestolar’da yürüyen insanlar görüyorum. Türkler, Kürtler, Ermeniler hep birlikte yürüyor, polis ise onların yanında, onları korumakla görevli. Hiç kimse kimseye birşey yapmıyor. İnsanları gerçekden rahat bırakıp öyle özgürce hareket etmelerine izim vermek lazım.
Würdest du die Türkei gerne in der EU sehen?
Türkiye’yi EU da görmek istermiydin?
Ich weiß nicht, welche positiven und welche negativen Aspekte es haben würde. Ich weiß es wirklich nicht. Wenn ich für ein Konzert komme, dann immer mit einem Visum.
Ne yararı veya ne zararı olacağını pek kestiremiyorum. Valla bilmiyorum ya Ben konser vermek için geldiğimde vize alabiliyorum.
Eko Fresh hat einen Track gegen die AfD, eine rechts-populistische Partei aus Deutschland, die viel Stimmen-Zuwachs bekommt, veröffentlicht. Kann man in der Türkei mit politischem Rap etwas bewirken?
Eko Fresh, Almanya’daki sağcı parti ABD’yi eleştirdiği bir parça yapdı. Türkiye’de politik icerikli Raple bir şeyler değistirebilinir mi?
Es gibt viele Beispiele – es gibt auch sehr viele krasse Tracks. Aber es ändert nichts.
Yapılıyor, çok fazla örnek ve çok sert parcalar var ama pek birşey değişmiyor.
Gibt es viele Rapper, die versuchen, politisch zu werden?
Politikayla ugraşan çok sayıda rapçi var mı?
Natürlich, Sansar, Hayki – es gibt sehr viele, die etwas kritisieren. Eigentlich fast alle, die ich verfolge und liebe.
Tabiki, Sansar, Hayki, güzel beli şeyler eleştiren çok var aslında. Hemen hemen benim takip ettiklerim ve sevdiğim genç kardeslerimin hepsi.
Rap ist vor allem durch dich in der Türkei etabliert worden. Woher hast du deine Einflüsse?
Seni Rap konusunda kim etkiledi?
Mein Vater hat sehr gerne Musik gehört, unter anderem Rock, Künstler wie Led Zeppelin und Jimmy Hendrix. Durch ihn habe ich angefangen, Musik zu lieben. Aber das erste Mal, als ich Rap gehört habe, die Filme Breakin und Beatstreet und die HipHop-Kultur gesehen habe, habe ich angefangen zu recherchieren und habe mich mit der Zeit weiterentwickelt. Anfang der 90er-Jahre habe ich mit dem Schreiben begonnen. Danach haben Alben und Konzerte angefangen und so ist es dann weitergegangen.
Benim babam müzik dinlemeyi çok severdi, mesela Rock: Led Zeppelin, Jimmy Hendrix gibi sanatcıları dinlerdi, onun sayesinde ben de müzik dinlemeyi çok sevdim. Ama ilk Rapi duyduğum da, Breakin ve Beatstreet filimlerinden, Hiphop kültürünü gördükden sonra arastırmaya başladım ve zamanla geliştirdim. 90ların başlarında yazmaya başladım. Ondan sonra işte albumler, konserler başladı ve öyle devam etdi.